Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru İşlemleri

ANAYASA MAHKEMESİ'NE BİREYSEL BAŞVURU

BİREYSEL BAŞVURU FORMU İÇİN TIKLAYINIZ; http://www.anayasa.gov.tr/files/bireyselbasvuru/bsvr_form.pdf Kamu gücü tarafından anayasada belirtilen temel hak ve özgürlükleri ihlâl edilen bireylerin gidebilecekleri ikincil derecede bir yargı yolunu ifade eden bireysel başvuru 7.5.2010 tarih ve 5982 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile hayata geçmiştir. Bu anayasal reform ile bireysel başvuru bağlamında Anayasa’nın 148. ve 149. maddeleri ile Geçici 18. maddesinde değişiklikler yapılmıştır. Ayrıca bu değişikliklere paralel olarak bireysel başvuruyu daha da somut kılmak amacıyla 30.3.2011 tarih ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun kabul edilmiştir.

ANAYASA MAHKEMESİNİN YETKİSİ

Konu Bakımından Yetki Anayasanın 148/3. maddesine göre “Herkes, Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurabilir”. AİHS’ye Ek Protokollerdeki hakların da bu kapsama dâhil olduklarını belirtmek için 6216 sayılı Kanuna “ve buna (AİHM’e) ek Türkiye’nin taraf olduğu protokoller” ibaresi eklenmiştir. Bu bağlamda Ülkemiz Dördüncü, Yedinci ve On ikinci Protokollere taraf olmadığından burada yer alan haklar başvuru kapsamı dışındadır. Öte yandan bireyler, bahsedilen haklarından “herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine” başvuruda bulunulabileceğinden hangi tür işlemlerin denetime konu olacağını belirlemede anahtar kavram “kamu gücü” olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu kavramı daha somut hale getiren Kanuna göre “yasama işlemleri ile düzenleyici idari işlemler aleyhine doğrudan bireysel başvuru yapılamayacağı” gibi “Anayasa Mahkemesi kararları ile Anayasanın yargı denetimi dışında bıraktığı işlemler de bireysel başvurunun konusu olamaz”. Kişi Yönünden Yetki Anayasa ve Kuruluş Kanununa göre, kamu gücünün bir işlemi nedeniyle “Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin” ihlal edildiğini iddia eden “herkes” bireysel başvuru hakkına sahiptir. Bununla beraber, yabancılar için başvuru hakkı salt kendilerine tanınan haklarla sınırlı olarak kabul edilmiştir: “Yalnızca Türk vatandaşlarına tanınan haklarla ilgili olarak yabancılar bireysel başvuru yapamaz”. Öte yandan tüzel kişiler açısından başvuru hakkını değerlendirdiğimizde “Kamu tüzel kişileri bireysel başvuru yapamaz”ken özel hukuk tüzel kişileri örgütlenme özgürlüğü veya hak arama hürriyeti gibi “sadece tüzel kişiliğe ait haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle bireysel başvuruda bulunabilir”. Yer Bakımından Yetki Anayasa ve Kuruluş Kanunu, Mahkemenin yer bakımından yetkisine ilişkin herhangi bir hüküm içermemektedir. Ancak bu yetkinin devletin egemenlik yetkisini kullandığı tüm coğrafi alanları kapsadığı söylenebilir. Zaman Bakımından Yetki Kanunun “Yürürlük” başlıklı 76. maddesinde bu Kanunun bireysel başvuruyu düzenleyen maddelerinin (45 ila 51. maddeler) “23/9/2012 tarihinde” yürürlüğe gireceği ifade edilmektedir. Ayrıca Kanunun geçici 1. maddesinin 8. fıkrası ile de “Mahkeme, 23/9/2012 tarihinden sonra kesinleşen nihai işlem ve kararlar aleyhine yapılacak bireysel başvuruları inceler” hükmü getirilmiştir. BİREYSEL BAŞVURUNUN ŞARTLARI Kanun Yollarının Tüketilmesi Anayasal haklarının ihlal edildiğini iddia eden herkes ilk önce bu alanda asıl görevli olan olağan yargı yerleri önündeki mekanizmaları harekete geçirecek ve burada bir çözüm bulamaması halinde, iddiasını Anayasa Mahkemesi önüne taşıyabilecektir. Bu nedenle kişilere bu yola başvurmadan önce ihlale neden olduğunu ileri sürdükleri işlem, eylem ya da ihmal için “kanunda öngörülmüş idarî ve yargısal başvuru yollarının tamamını” tüketmiş olmaları zorunluluğu getirilmektedir. Kanun yollarının tüketilmesi şartı, bireysel başvuruda “kanun yollarında gözetilmesi gereken hususlarda inceleme yapılamaz” hükmü ile birlikte ele alındığında bu başvurunun istinaf ve temyiz benzeri veya onların uzantısı bir başvuru yolu olmadığı ortaya çıkmaktadır. Anayasa Mahkemesi, sadece bir hak ve özgürlük ihlali iddiasını spesifik anayasa hukuku bağlamında inceleyecektir. Temyiz ve istinafta yapıldığı gibi ilk derece mahkemelerinin olayları ve delilleri doğru değerlendirip değerlendirmediği, kanun hükümlerinin yorumlanması ve somut olaya uygulanmasında bir hata yapıp yapmadığı veya onların usul meseleleri hakkında kararlarının irdelenmesi Anayasa Mahkemesinin yetki alanı dışındadır. Güncel ve Kişisel Bir Hakkın Doğrudan Etkilenmesi “Bireysel başvuru ancak ihlale yol açtığı ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal nedeniyle güncel ve kişisel bir hakkı doğrudan etkilenenler tarafından yapılabilir”. Bireysel başvuru yoluna ancak temel hakkın ihlalinden şahsen mağdur durumda bulunan kişigidecektir. Konunun Temel Anayasal Önemi Anayasa “Mahkeme(si), Anayasanın uygulanması ve yorumlanması veya temel hakların kapsamının ve sınırlarının belirlenmesi açısından önem taşımayan ve başvurucunun önemli bir zarara uğramadığı başvurular ile açıkça dayanaktan yoksun başvuruların kabul edilemezliğine karar verebilir”.Bu cümleden diğer şartları taşısa dahi Mahkemenin iki tür başvuruya bakmayabileceğini sonucunu çıkarabiliriz. İlki açıkça dayanaktan yoksun olan başvurulardır. Diğeri ise başvurucunun önemli bir zarara uğramadığı ve aynı zamanda Anayasanın uygulanması ve yorumlanması ya da temel hakların kapsamının ve sınırlarının belirlenmesi açısından önem taşımayan başvurulardır. BİREYSEL BAŞVURU USULÜ Başvurunun Yapılacağı Yerler Bireysel başvurular Kanun ve içtüzükte gösterilen usul ve esaslar çerçevesinde yazılı olarak ya doğrudan doğruya Anayasa Mahkemesine ya da Anayasa Mahkemesine ulaştırılmak üzere diğer mahkemelere veya yurt dışı temsilciliklere yapılabilir. Başvuru Harcı Kanun bireysel başvurunun harca tabi olduğunu belirtmiş ve harç miktarını da 150 TL olarak tespit etmiştir. Avukatla Başvuru Mecburiyeti Kanunda bireysel başvurucunun avukatla temsil zorunluluğunu getiren bir düzenleme olmadığı gibi bunu engelleyen bir hüküm de bulunmamaktadır. Başvurucu isterse bir avukatla temsil edilebilir, fakat bu durumda vekâletnamenin başvuru dilekçesi ile birlikte Mahkemeye sunulması gerekmektedir. Başvuru Dilekçesi ve Ekleri Bireysel başvuru dilekçesinde bulunması gerekenler Kanunda sayılmaktadır: 1-Başvurucunun ve varsa temsilcisinin kimlik ve adres bilgileri, 2-İşlem, eylem ya da ihmal nedeniyle ihlâl edildiği ileri sürülen hak ve özgürlük, 3-Dayanılan Anayasa hükümleri ve ihlâl iddiasının gerekçesi, 4-Kanun yollarının tüketilmesine ilişkin aşamalar, 5-Başvuru yollarının tüketildiği veya başvuru yolu öngörülmemişse ihlalin öğrenildiği tarih 6-Başvurucu zarara uğramışsa zararın miktarı, 7-Başvurucunun iddiasına dayanak yaptığı deliller. İhlâle neden olduğu ileri sürülen işlem veya kararların aslı ya da örneği ile başvuru harcının ödendiğine dair belgenin de dilekçeye eklenmesi gerekir. Bunlara ilaveten başvurucu bir avukat tarafından temsil ediliyorsa, temsile ilişkin vekâletnamenin de sunulması gerekir. BAŞVURULARIN İNCELENMESİ VE KARAR İlk İnceleme Bireysel başvuruların kabul edilebilirlik incelemesi komisyonlar tarafından yapılacaktır. Komisyon, önüne gelen bir başvuru dosyası üzerinde, ilk olarak başvurunun usulüne uygunluğu (başvuru evrakının tam olması, başvurunun yapıldığı yer vb.) ve onun Mahkemenin yetkisi (konu, zaman, yer ve kişi bakımından) dâhilinde olup olmadığı yönlerinden bir inceleme yapar. Ayrıca başvurunun kabul edilebilmesi için komisyonun başvurunun temel anayasal önemi konusunda ikna olması veya başvuruyu açıkça dayanaktan yoksun olarak değerlendirmemesi gerekir. Komisyonlar bu incelemelerini dosya ve evrak üzerinden yapacaktır. “Kabul edilebilirlik şartlarını taşımadığına oy birliği ile karar verilen başvurular hakkında, kabul edilemezlik kararı verilir. Oy birliği sağlanamayan dosyalar bölümlere havale edilir”. Böylece komisyonlarda çözülemeyen kabul edilememe sorununun doğrudan ilgili bölüme havale edilmesi ve bu konudaki kararın bölüm tarafından alınması esası benimsenmiştir. Gerek komisyon gerekse bölümler tarafından alınan kabul edilemezlik kararları kesin nitelik taşımakta ve ilgililere tebliğ edilmektedir. Esas İnceleme Kabul edilebilirliğine karar verilen bireysel başvuruların esas incelemesinin her biri bir başkanvekili ve dört üye ile toplanan iki bölüm tarafından yapılacağı esası getirilmektedir. Bölümler esasa ilişkin incelemelerini dosya üzerinden yapmakla beraber gerekli gördükleri hallerde duruşma yapılmasına da karar verebilirler. Ayrıca bölümler “bir temel hakkın ihlal edilip edilmediğine yönelik her türlü araştırma ve incelemeyi yapabilir. Başvuruyla ilgili gerekli görülen bilgi, belge ve deliller ilgililerden istenir”. Salt bireysel başvurunun yapılmasının ilke olarak başvuru konusu işlemin yürürlüğü üzerinde bir etkisi olmamaktadır. Ancak bölümler, esas inceleme aşamasıyla sınırlı olarak başvurucunun temel haklarının korunması için zorunlu gördükleri tedbirlere “re’sen veya başvurucunun talebi üzerine karar verebilir”. “Bölümlerin, bir mahkeme kararına karşı yapılan bireysel başvurulara ilişkin incelemeleri, • bir temel hakkın ihlal edilip edilmediği ve • bu ihlalin nasıl ortadan kaldırılacağının belirlenmesi ile sınırlıdır. Bölümlerce kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlarda inceleme yapılamaz”. Kararlar Esas inceleme neticesinde bölümler tarafından iki farklı kararın alınması mümkündür: • Başvurucunun bir temel hakkının ihlal edildiği kararı ya da • Bir temel hakkının ihlal edilmediği kararı Bir temel hakkın ihlal edildiğinin tespiti halinde Anayasa Mahkemesi “ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere” de hükmeder. Ancak ihlalin bir mahkeme kararından kaynaklanması halinde Anayasa Mahkemesinin öncelikle bu ihlalin ortadan kaldırılması için yeni bir yargılamaya gereksinim bulunup bulunmadığı konusunda değerlendirme yapması gerekir. Yeniden Yargılamada Hukuki Yarar Olmaması: Bazı durumlarda ihlalin niteliği nedeniyle bunun giderilmesi yeni bir yargılamayı gerektirmez. Bu takdirde Anayasa Mahkemesi • Ya doğrudan başvurucu lehine kendisi tazminata hükmedecek • Ya da kendisi tazminata hükmetmek yerine başvurucuya genel mahkemelerde dava açma yolunu gösterebilecektir. İhlalin ortadan kaldırılması için yeni bir yargılamanın gerekmesi: Anayasa Mahkemesi, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosyayı ihlale neden olan işlemi yapan mahkemeye gönderir. Bu karar doğrultusunda yeniden yargılama yapmakla yükümlü olan mahkeme, mümkünse dosya üzerinden Anayasa Mahkemesinin ihlâl kararında tespit ettiği ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak nitelikte karar vermelidir. Diğer görevleri çerçevesinde verdiği kararlar gibi bireysel başvuru bağlamında verilen “Anayasa Mahkemesinin kararları kesindir … ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlar”. Bu nedenle, yargı mercilerinin buna direnmesi ya da aksi yönde karar vermeleri düşünülemez. Bu kurala aykırı hareket edilmesi her şeyden önce yeni bir temel hak ihlalini ortaya çıkaracağından başvurucunun tekrar Anayasa Mahkemesine başvurabilmesi mümkündür. SONUÇ OLARAK; Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru için öngörülmüş olan şartları şu şekilde özetleyebiliriz : 1- Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru için öncelikle ortada devletin kamu gücünün aktif ya da pasif bir ihlâli neticesinde meydana gelmiş bir mağduriyetin olması gerekmektedir. Devletin kamu gücünün bir uygulamasından ya da uygulamamasından kaynaklanan bir mağduriyet söz konusu olmadıkça Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru imkânı söz konusu olmayacaktır. 2- Devletin kamu gücünün aktif ya da pasif ihlâline karşı ülke içindeki tüm idârî ve hukukî yolların tüketilmiş olması gerekmektedir. Kişiler, mâruz kaldıkları ihlâllere karşı doğrudan Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuruda bulunamazlar. Öncelikle ülke içindeki tüm idârî ve hukukî yollar sırayla ve usûle uygun olarak tüketilmiş olmalıdır. 3- Bireysel başvuruya konu olan mağduriyetin Anayasa'da teminât altına alınmış temel hak ve özgürlüklerden bir ya da birkaçının ihlâl edilmesi ile ilgili olması gerekmektedir. Anayasa'da yer alan diğer hükümler ya da hiç yer almayan konularla ilgili olarak Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuruda bulunulamaz. 4- Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru, yasal süresi içinde yapılmalıdır. Bireysel başvuru için yasal süre, ülke içindeki tüm idârî ve hukukî yolların tüketilmesini belirleyen en son karâr târihinden itibâren 30 gündür. Eğer bireysel başvuru konusu ile ilgili olarak ülke içinde herhangi bir idârî ya da hukukî başvuru yolu öngörülmemişse, bireysel başvuruya konu olan hak ihlâlinin öğrenildiği ândan itibâren yine 30 günlük süre söz konusudur. Eğer mücbir sebep olarak nitelendirilebilecek âfet, ağır hastalık, yasal engel vb. durumlardan ötürü bireysel başvuru 30 günlük süre içinde yapılamamışsa, söz konusu engelin ortadan kalktığı ândan itibâren 15 gün içinde bireysel başvuru yapılmalıdır. Anayasa Mahkemesi, bireysel başvurunun mücbir sebepten dolayı geç yapılmış olması ile ilgili incelemesini yapacak ve karârını verecektir. 5- Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru, 23 Eylül 2012 târihinden sonra kesinleşen işlemler ve karârları kapsamaktadır. Bu târihten önceki işlem ya da karârlardan kaynaklanan hak ihlâlleri ve mağduriyetlerin bireysel başvuru kapsamına dâhil edilme imkânı yoktur