HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI
CMK 231. Maddesinin 5 fıkrasında Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kavramı için tanımlama yapılmış ve şartları belirlenmiştir. Bu maddeye göre hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurulan hükmün sanık hakkında herhangi bir sonuç doğurmamasını ifade eder. Başka bir anlatımla sanık hakkında her ne kadar ceza verilmiş bile olsa sanık HAGB kararının tek başına sanık hakkında herhangi bir sonuç doğurmaz.
Hükmün Açıklamasının Geri Bırakılması İçin Gerekli Şartlar
HAGB kararı verilebilmesi için;
-Sanığın daha öncesi kasıtlı bir suçtan mahkûm olmaması gerekmektedir.
-Hâkim tarafından sanığın yeniden suç işlemeyeceğine kanaat getirilmesi
-Suç sebebiyle mağdurun veya kamunun zararının giderilmiş olması
-Kanunu 2010 yılında eklenen bölüm gereğince sanığın HAGB kararı verilmesini kabul etmesi
şartlarının bir arada olması gerekmektedir. Mağdura veya kamuya verilen zarar giderilmemiş ise mahkeme denetim hükmedip denetim süresi içerisinde bu zararın tazmin edilmesine karar vererek de HAGB kararı verebilecektir.
HAGB Kararı Sonucunda Verilebilecek Denetimli Serbestlik Tedbirleri
HAGB kararı verilen sanık hakkında 1 yıldan fazla olmamak kaydıyla mahkemenin takdirine göre aşağıdaki konularda denetim serbestlik tedbiri uygulanabilir.
-Meslek ve Sanat Sahibi olması amacıyla eğitim
-Bir Kamu kurumunda veya özel olarak yaptığı meslek veya sanatı icra eden başkasının gözetimde ücretli çalıştırılması
-Belirli yerlere gitmesinin yasaklanması
-Belirli bir yere devam etme zorunluluğu getirilmesi
-Hâkim tarafından hükmedilecek diğer konular
HAGB Kararı Sonucunda 5 yıl suç işlenmezse ne olur?
HAGB kararının kesinleşmesinden sonrasında 5 yıl boyunca kasıtlı bir suçtan dolayı ceza alınmadığı takdirde bu maddenin 10. Fıkrası gereğince açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak davanın düşmesine karar verilecektir.
HAGB Kararı Sonucunda 5 yıl içerisinde suç işlenirse ne olur?
HAGB kararının kesinleşmesinden sonra 5 yıl içerisinde kasıtlı bir suç işlenmesi veya mahkeme tarafından verilen denetim tedbirlerine uyulmaması durumunda kararı veren mahkeme hükmü açıklayacaktır. Kasıtlı bir suç işlenmesi durumunda hem yeni işlenen suç aynen infaz edilecek hem de ertelenen hüküm açıklanarak infaz edilecektir. Denetim tedbirlerine uyulmaması durumunda mahkeme sanığın durumunu değerlendirerek cezanın yarısına kadar indirim yaparak infaz edilmesi sağlayabilir. Mahkeme bu durumda koşulları oluşması halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar verebilir.
HAGB Kararına İtiraz
HAGB kararına karşı itiraz hakkı tanınmış fakat temyiz hakkı tanınmamıştır. Temyiz hakkı sanığın başka bir suç işlediğinde ve önceki kararın açıklandığında kullanılabilecek bir yoldur. HAGB kararlarına karşı kararı veren mahkemenin bir üst numaralı mahkemesine itiraz edilebilir. İtiraz sonucunda verilen kararlar kesindir. İtiraz için bu maddede herhangi bir usul ve süre belirtilmediğinden CMK 267 v.d maddeleri uyarınca karara itiraz edilecektir. Buna göre itirazın süresi CMK 268 uyarınca 7 gündür. Yazılı veya tutanağa geçirilmek şartı ile sözlü olarak itiraz mahkemeye yapılabilir.
HAGB Kararı Sabıka Kaydında Görünür mü?
HAGB kararları CMK 231 maddesinin 13 fıkrası gereğince adli sicil kaydında görünmeyecektir. Bu kararlar HAGB kararlarına ait bir sisteme kayıt olunur. Bu kayıtlar sadece soruşturma ve kovuşturma sebebiyle Cumhuriyet Savcısı, hâkim veya mahkeme tarafından kullanılabilir. Kararın açıklanmasının ardından 5 yıllık süre içerisinde kasıtlı bir suç işlenirse karar açıklanır. Bu karar temyiz edilebilir. Temyiz sonucunda ceza kesinleşirse sabıka kaydında görünecektir.
HAGB Kararı Kesinleşmeden İşlenen 2 yıldan düşük süreli suçlar
HAGB kararı verilmeden önce dava veya soruşturma aşamasında HAGB kararı verilebilecek başka bir suç işlendiği takdirde mahkeme önceki dava karara bağlanmadığında HAGB kararını yeniden verecektir. Başka bir deyişle HAGB kararı verilmeden HAGB kararı verilecek 4-5 suç bile işlense mahkemeler her karara ayrı ayrı HAGB uygulanabilecektir.
SIKÇA SORULAN SORULAR
Sorun 1-Denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlenmesi halinde hükümde değişiklik yapılabilir mi ?
Daha önce verilen hagb kararı hüküm olmadığından yeniden kurulacak hükümde önceki kararla bağlı olmaksızın karar verilebileceği yönündedir,
Bu konudaki Yargıtay uygulaması; 2. CD'si erteleme ve seçenek yaptırım kararı verilebilir derken 7. CD'si ise 231/11'de belirtilen hususlar dışında kararda değişiklik yapılamayacağını belirtmiştir.
T.C. YARGITAY 2. Ceza Dairesi TÜRK MİLLETİ ADINA Y A R G I T A Y İ L A M I Esas No : 2012/16089 Karar No : 2012/18454 Tebliğname No : 6 - 2012/25066 İNCELENEN KARARIN; MAHKEMESİ : Gaziantep 1. Çocuk Mahkemesi TARİHİ : 18/10/2011 NUMARASI : 2011/392 (E) ve 2011/741 (K) SANIK : O Ö SUÇ : Hırsızlık HÜKÜM : Mahkumiyet TEMYİZ EDEN : Sanık TEBLİĞNAMEDEKİ DÜŞÜNCE : Onama Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Dosya içeriğine göre sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; 09/07/2006 tarihli karar ile sanık hakkında hırsızlık suçundan 1 yıl 1 ay 9 gün hapis cezasına hükmedilerek, CMK.nun 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, sanığın denetim süresi içerisinde kasten işlediği suç nedeniyle yapılan yargılama sırasında daha önce açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanması ve koşulları bulunduğu takdirde, tayin olunan hapis cezasının seçenek yaptırımlara çevrilmesi ile cezanın ertelenmesi gerekip gerekmediği tartışılarak bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, sanık hakkında farklı mahkumiyet hükmü kurularak yazılı şekilde cezalandırılmasına karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, 10/07/2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. T.C. YARGITAY 2. Ceza Dairesi TÜRK MİLLETİ ADINA Y A R G I T A Y İ L A M I Esas No : 2012/16089 Karar No : 2012/18454 Tebliğname No : 6 - 2012/25066 İNCELENEN KARARIN; MAHKEMESİ : Gaziantep 1. Çocuk Mahkemesi TARİHİ : 18/10/2011 NUMARASI : 2011/392 (E) ve 2011/741 (K) SANIK : Orhan ÖKELİ SUÇ : Hırsızlık HÜKÜM : Mahkumiyet TEMYİZ EDEN : Sanık TEBLİĞNAMEDEKİ DÜŞÜNCE : Onama Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Dosya içeriğine göre sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; 09/07/2006 tarihli karar ile sanık hakkında hırsızlık suçundan 1 yıl 1 ay 9 gün hapis cezasına hükmedilerek, CMK.nun 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, sanığın denetim süresi içerisinde kasten işlediği suç nedeniyle yapılan yargılama sırasında daha önce açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanması ve koşulları bulunduğu takdirde, tayin olunan hapis cezasının seçenek yaptırımlara çevrilmesi ile cezanın ertelenmesi gerekip gerekmediği tartışılarak bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, sanık hakkında farklı mahkumiyet hükmü kurularak yazılı şekilde cezalandırılmasına karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, 10/07/2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Daire:7 Tarih:2012 Esas No:2009/829 Karar No:2012/20091 Kaynak:UYAP İlgili Maddeler:CMK m.231/11 İlgili Kavramlar:hagb-HÜKMÜN DEĞİŞTİRİLME/MESİ ...Sanığın 28.07.1988 doğumlu, suç tarihinin ise 28.02.2005 olması dikkate alınarak, sanık hakkında 01.05.2007 tarihli hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararda 5237 sayılı TCK.nun 31/3.maddesi uyarınca 1/3 oranında indirim yapıldığı halde 22.05.2008 tarihli kararda ayın madde gereğince indirim oranının 1/2 olarak belirlenmesi karşısında 5271 sayılı CMK.nun 231/11.maddesinde belirtilen hususlar dışında hükümde değişiklik yapılamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi, Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı yasanın 8/1.maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK.nun 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 20.06.2012 günü oybirliğiyle karar verildi.
Sorun 2-Denetim süresinde kasıtlı suç işlenmesi ve yükümlülüklere aykırı davranılması halinde duruşma açılması gerekir mi ?
Yargıtay Uygulaması:Her iki halde de cezanın bireyselleştirilmesi yönünden duruşma açılması gerektiği yönündedir.
Uygulama Ağırlık Görüşü:Yargıtay Görüşü Doğrultusunda
T.C.
YARGITAY
6. Ceza Dairesi
E:2010/12917
K:2011/7064
T:23.05.2011
5271 s. Yasa m. 231/11
Denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranan sanık hakkında 5271 sayılı CMK.nun 231/11. maddesi gereğince; geri bırakılan hükmün açıklanması, durumunun yeniden değerlendirilmesi, cezanın yarısına kadar belirlenecek bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar verilerek yeni bir mahkûmiyet hükmü kurulması olanaklı olduğundan, 5271 sayılı CMK.nun 223/1. maddesindeki ‘Duruşmanın sona erdiği açıklandıktan sonra hüküm verilir. Beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkûmiyet, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, davanın reddi ve düşmesi kararı, hükümdür.' ve 231/1. maddesindeki ‘Duruşma sonunda, 232 nci maddede belirtilen esaslara göre duruşma tutanağına geçirilen hüküm fıkrası okunarak gerekçesi ana çizgileriyle anlatılır.' düzenlemeler, Anayasanın ‘hak arama hürriyeti' başlığı ile düzenlenen 36. maddesindeki ‘herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.' hükmü ve taraf olduğumuz Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. maddesindeki ‘adil yargılama' ilkesi karşısında; hükmün açıklanmasına karar verilebilmesi için öncelikle ceza yargılamasının ‘vasıtasızlık', ‘aleniyetlik' ve ‘sözlülük' ilkeleri gereği duruşma açılarak, sanığın, hakkında yapılan yargılamadan haberdar edilmesi gerektiği gözetilmeden ve hükmün gerekçesinde de iddia, savunma, sanığın lehine ve aleyhine olan tüm kanıtlar, sabit kabul edilen olaylar ve suçun yasal ögelerinin nasıl oluştuğu açıklanıp, tartışılması ve dayanaklarının gösterilmesi gerektiği düşünülmeden, Anayasanın 141 ve 5271 sayılı CMK.nun 34 ile 230. maddelerine aykırı davranılmak suretiyle hiçbir gerekçeye yer verilmeden yazılı şekilde dosya üzerinde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık Emrah Y..... savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükmün açıklanan nedenle isteme uygun olarak BOZULMASINA, 23.05.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY
6. Ceza Dairesi 2009/24464 E.N , 2010/997 K.N.
İlgili Kavramlar
CEZANIN BİREYSELLEŞTİRİLMESİ
DENEME SÜRESİ
HÜKMÜN AÇIKLANMASI
HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI
Özet
SANIK HAKKINDA HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASINA KARAR VERİLDİKTEN SONRA DENEME SÜRESİNDE YENİDEN SUÇ İŞLEDİĞİ İÇİN ÖNCEKİ HÜKMÜN AÇIKLANMASINA KARAR VERİLİRKEN CEZANIN BİREYSELLEŞTİRİLEBİLMESİ YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME YAPILABİLMESİ İÇİN, DURUŞMA AÇILIP SANIK VE SAVUNMANI DİNLENDİKTEN SONRA KARAR VERİLMELİDİR.
İçtihat Metni
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavalıgı'nm 03.01.2009 ve 06.11.2009 tarihli teblignameleri ile Dairemize gönderilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Sanık hakkında kurulmuş olan 26.06.2006 günlü hükümde, 5395 sayılı Yasa'nın 23. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri birakılmasına karar verildiği, sanığın deneme süresi içerisinde yeni bir suç işlemesi nedeniyle, dosya üzerinden inceleme yapılıp 25.06.2007 günlü ek kararla, önceki hükmün açıklanmasına ve 'Açıklanmasına karar verilen hükümde CMK'nın 231/11. maddesi gereği herhangi bir değişiklik yapılmasına, ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine takdiren yer olmadığına, hükmün aynen infazına,' karar verildiğinin anlaşılması karşısında; 5271 sayılı CMK'nın 231/11. maddesinde; '...Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkumiyet hükmü kurabilir.' biçimindeki düzenleme gözetilerek, sanık hakkında ortaya çıkan yeni durum nedeniyle maddede öngörülen cezanın bireyselleştirilebilmesi yönünden bir değerlendirme yapılabilmesi için, duruşma açılıp sanık ve savunmanı dinlendikten sonra hukuki durumunun takdiri gerektiği düşünülmeden, dosya üzerinden inceleme yapılarak yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık İsmail savunmanının temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle kısmen istem gibi (BOZULMASINA), 10.02.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
SORUN 3-Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Halinde Müsadere İle İlgili Nasıl Karar Verilmesi Gerektiği ve Müsaderesine karar verilen eşyanın infazı nasıl olur ?
Uygulama Ağırlık Görüş:Münhasıran olsun olmasın tüm eşyaların ''müsaderesine'' karar verilmelidir,Münhasıran müsadereye tabi bulunan eşyalar(Kaçak eşyalar, uyuşturucu madde, ruhsatsız silah) için verilen müsadere kararının kesinleşme ile birlikte infaz edilmesi gerektiği, bunların dışındaki eşyaların infazının ise denetim süresinin sonuna bırakılması yönündedir.
Tarih:2010
Esas No:2010/7065
Karar No:2010/8569
6136 sayılı Ateşli Silâhlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun'a aykırılık suçundan sanık Bekir G'in, anılan Kanun'un 13/1, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 62. maddesi gereğince 10 ay hapis ve 375 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, aynı Kanun'un 231/8. maddesi gereğince 5 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, Konya adlî emanetinin 2007/216 sırasında kayıtlı 1 adet Atmaca 53 marka 9841258 seri nolu tabanca ve 1 adet şarjör ve kılıfının denetimli serbestlik süresince emanette muhafazasına dair (K) 1. Asliye Ceza Mahkemesinin ...tarihli ve ./.-. sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre, 5237 sayılı Kanun'un 54/1. maddesinde 'İyi niyetli üçüncü kişilere ait olmamak koşuluyla kasıtlı bir suçun işlenmesinde kullanılan veya suçun işlenmesine tahsis edilen ya da suçtan meydana gelen eşyanın müsaderesine hükmolunur. Suçun işlenmesinde kullanılmak üzere hazırlanan eşya, kamu güvenliği, kamu sağlığı veya genel ahlâk açısından tehlikeli olması durumunda müsadere edilir' hükmünün yer aldığı ve söz konusu maddenin gerekçesinde de belirtildiği üzere, müsaderenin hukukî niteliğinin bir güvenlik tedbiri olduğu, bu nedenle de müsadereye hükmedilmesi için bir suçun işlenmesi zorunlu olmakla birlikte, bu suçtan dolayı bir kimsenin cezaya mahkûm edilmesinin gerekmediği gözetilmeden suç konusu eşyanın müsaderesi yerine yazılı şekilde denetimli serbestlik süresince emanette muhafazasına karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü 18.4.2010 gün ve 24915 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından 4.5.2010 gün ve KYB-2010/100742 sayılı ihbarnamesiyle Dairemize tevdii edilmekle incelendi:
TÜRK MİLLETİ ADINA
Sanığın bulundurma ruhsatlı silahını düğüne götürerek, İbrahim Ç isimli şahsa verip bu şahsın düğünde ateş etmesi şeklinde gerçekleşen eylemde, sanık hakkında 6136 sayılı Yasanın 13/1, 5237 sayılı TCK.nun 62. madde ve fıkraları uyarınca hapis cezasına hükmedilirken, suçta kullanılan ve taşıması suç olan sanığa ait tabancanın 5237 sayılı TCK.nun 54. maddesi uyarınca müsaderesi yerine, denetimli serbestlik süresince adli emanette muhafazasına karar verilmesi,
Yasaya aykırı ve Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 18.4.2010 gün ve 24915 sayılı kanun yararına bozma istemine dayanan Yargıtay C.Başsavcılığının ihbarname içeriği bu nedenle yerinde görülmekle K. 1. Asliye Ceza Mahkemesinin ...gün ve ./. Karar sayılı kararının CMK.nun 309. maddesi gereğince (BOZULMASINA),
Ancak belirlenen hukuka aykırılığın düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 1412 sayılı CMUK.nun 322. maddesindeki ve 5271 sayılı CMK.nun 309/4-d madde, fıkra ve bendindeki yetkilere dayanılmak suretiyle hükümden 'adli emanetin 2007/216 sırasına kayıtlı 1 adet Atmaca 53 marka 9841258 seri nolu tabanca, şarjör ve kılıfın denetimli serbestlik süresince emanette muhafazasına' ibaresinin çıkarılmasına ' tabanca ve şarjörün 5237 sayılı TCK.nun 54. maddesi gereğince müsaderesine' suç teşkil etmeyen kılıfın sanığa iadesine, sair hususların aynen bırakılmasına, dosyanın Adalet Bakanlığına gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 15.6.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.
SORUN 4-Dava Zamanaşımı Süresinin Ne Zaman Başlar ve ne zaman durur ?
Uygulamada Ağırlık Görüş; Dava zamanaşımı süresinin hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleşmesi ile başlayacağı yönündedir,
Yargıtay Görüşü;İki farklı karar var, birisi dava zamanaşımı hüküm tarihi ile durur, deneme süresinde işlenen suçunun kesinleşmesi ile sona erer derken, diğeri hükmün kesinleşmesi ile durur, deneme süresinde işlenen suçun işlendiği tarihi ile sona erer demektedir...
YARGITAY
13. Ceza Dairesi 2011/34143 E.N , 2012/13176 K.N.
İlgili Kavramlar
DAVA ZAMANAŞIMI
NİTELİKLİ HIRSIZLIK
SUÇA SÜRÜKLENEN ÇOCUK
Özet
HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI KARARININ VERİLDİĞİ TARİH İLE DENEME SÜRESİ İÇİNDE İŞLENEN İKİNCİ SUÇTAN VERİLEN MAHKUMİYET KARARININ KESİNLEŞTİĞİ TARİH ARASINDA DAVA ZAMANAŞIMININ DURDUĞU GÖZETİLEREK; SUÇA SÜRÜKLENEN ÇOCUĞUN EYLEMİNE UYAN 5237 SAYILI TCK'NIN 142/1-B, 31/2. MADDELERİNE UYAN SUÇUN GEREKTİRDİĞİ CEZANIN TÜRÜ VE ÜST SINIRINA GÖRE, AYNI YASA'NIN 66/1-E, 66/2, 67/4. MADDELERİNDE ÖNGÖRÜLEN (DURMA SÜRESİ HARİÇ) 6 YILLIK UZATILMIŞ DAVA ZAMANAŞIMI SÜRESİ GEÇMİŞTİR.
İçtihat Metni
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
5271 sayılı CMK'nın 231/6-son cümlesi hükmü uyarınca suç tarihi 29.06.2003 ila hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği 29.01.2007 tarihine kadar bazı kesintilerle, her seferinde yeniden başlayan dava zamanaşımı süresinin işlediği, bu tarihten sonra ve denetim süresi içinde işlenen kasıtlı suçtan dolayı verilen ve 02.05.2008 tarihinde kesinleşen mahkumiyet hükmü nedeniyle 01.12.2008 tarihinde hükmün açıklandığı; böylelikle hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verildiği 29.01.2007 ila deneme süresi içinde işlenen ikinci suçtan verilen mahkumiyet kararının kesinleştiği 02.05.2008 tarihleri arasında dava zamanaşımının durduğu gözetilerek; suça sürüklenen çocuğun eylemine uyan 5237 sayılı TCK'nın 142/1-b, 31/2. maddelerine uyan suçun gerektirdiği cezanın türü ve üst sınırına göre; aynı Yasa'nın 66/1-e, 66/2, 67/4. maddelerinde öngörülen (durma süresi hariç) 6 yıllık uzatılmış dava zamanaşımı süresinin, suç tarihi olan 29.06.2003 ile inceleme tarihi arasında geçmiş bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk İdris müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle (BOZULMASINA), bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK'nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak suça sürüklenen çocuk hakkındaki kamu davasının zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddesi gereğince DÜŞMESİNE, 05.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
2. Ceza Dairesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
Y A R G I T A Y İ L A M I
Esas No : 2012/9779
Karar No : 2012/14733
Tebliğname No : 6 - 2010/154942
İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ : .... 2. Çocuk Mahkemesi
TARİHİ : 02/12/2009
NUMARASI : 2009/294 (E) ve 2009/700 (K)
SANIK : A.Ç.
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet
TEMYİZ EDEN : Sanık Müdafii
TEBLİĞNAMEDEKİ DÜŞÜNCE : Bozma
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
5271 Sayılı Yasanın 231.maddesinin 8.fıkrasında, hükmün açıklanmasının geri bırakılması halinde, denetim süresi içinde dava zamanaşımının duracağı ve maddenin 11.fıkrasında, denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmesi halinde mahkemece hükmün açıklanacağı düzenlenmiş olup, duran zamanaşımının, denetim süresi içinde işlenen suçtan dolayı verilen hükümlülük kararının kesinleşmesi koşuluyla suçun işlendiği tarihte yeniden işlemeye başlayacağı dosya kapsamına göre hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 18.04.2007 tarihi itibariyle duran zamanaşımının kesinleşen sonraki mahkumiyete konu suçun işlendiği 18.07.2007 günü yeniden işlemeye başladığı belirlenerek yapılan incelemede;
Hırsızlık suçunun gerektirdiği cezanın miktar ve nev'i itibariyle, 765 sayılı TCK.nun 102/4. ve 104/2. maddelerine göre hesaplanan yedi yıl altı aylık zamanaşımının, suç ve inceleme tarihleri arasında gerçekleştiği anlaşılmakla, hükmün BOZULMASINA, 1412 sayılı CMUK.nun 322.maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının 5271 Sayılı CMK.nun 223/8.maddesi uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE, 23.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
SORUN 5-Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Halinde Ehliyetin Geri Alınmasına İlişkin Verilen Kararın İnfazının Nasıl Olacaktır ?
Uygulamada Ağırlık Görüş:Ehliyetin Geri Alınmasına İlişkin kararın da denetim süresi sonuna kadar askıda kaldığı,
Yargıtay Görüşü:Uygulama ile aynı doğrultuda,
Daire:9
Tarih:2009
Esas No:2009/13556
Karar No:2009/10454
Taksirle Ölüme neden olma suçundan sanık R A'ın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ‘nun 85/1, 62. Maddeleri uyarınca 1 yıl 9 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/5. Maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, aynı maddenin 8. Fıkrası uyarınca 5 yıl denetim süresi belirlenmesine, sanığın sürücü belgesinin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 53/6. Maddesi gereğince 1 yıl süre ile geri alınmasına, ilişkin karar hakkında 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/5. Maddesinin uygulanmasına yer olmadığına dair Ermenek Ağır Ceza Mahkemesinin 29.07.2008 tarihli ve 2008/13 esas, 2008/32 sayılı kararın kesinleşmesini müteakip, sanığın ehliyetinin 1 yıl süre ile geri alınmasına ilişkin hükmün infazına ne zaman başlanacağı hususunda doğan tereddüt üzerine ehliyetin geri alınmasına ilişkin hükmün 5 yıllık denetim süresi beklenmeksizin derhal infazına ilişkin aynı mahkemenin 30.10.2008 tarihli ve 2008/13-32 sayılı ek kararına yapılan itiraz üzerine sanık hakkında uygulanan ehliyetin geri alınmasına ilişkin kararın hüküm niteliğinde olup temyize tabi olduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına dair Karaman Ağır Ceza Mahkemesince verilen 03.12.2008 tarihli ve 2008/1092 esas, 2008/1132 sayılı değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak;
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 53/6. Maddesinde sürücü belgesinin geri alınmasına ilişkin kararın hükmün kesinleşmesiyle yürürlüğe gireceği ve süresinin cezanın tümüyle infazından itibaren işlemeye başlayacağı hususunun yer aldığı, mahkemece verilen mahkumiyet kararı hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesinin uygulandığı, dolayısıyla açıklanmış ve kesinleşmiş bir hüküm bulunmadığından sürücü belgesinin geri alınmasına ilişkin tedbirin ancak hükmün açıklanmasından sonra kararın kesinleşmesiyle yürürlüğe gireceği, mahkumiyet hükmü açısından hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen sanık hakkında uygulanan sürücü belgesinin geri alınmasına ilişkin güvenlik tedbirinin de bu kapsamda değerlendirilmesi gerekeceği cihetle itirazın kabulü yerine yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK'nın 309. Maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı 27.05.2009 gün ve 29514 sayılı Kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 23.06.2009 gün ve 153837 sayılı tebliğnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdii kılınmakla;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü,
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görüldüğünden, Karaman Ağır Ceza Mahkemesinin 03.12.2008 tarih ve 2008/1092 ve 2008/1132 sayılı kararının CMUK'nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 21.10.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.
SORUN 6-Kesin Olarak Verilen Kararın Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılmasına Engel Olur mu ?
Uygulama Görüşü;Bir kısım görüş verilen karar her ne kadar kesin olsa da kasıtlı bir suçtan verilen mahkumiyet kararı olduğundan hagb'ye engeldir derken diğer bir görüş ise CGK'nun tekerrüre esas olmayan mahkumiyetlerin hagb'ye engel olmayacağı yönündeki kararını da esas alarak söz konusu karar tekerrüre esas olmadığından hagb'ye de engel değildir demekte,
Yargıtay Görüşü:8 CD'sinin kesin hükmün hagb'ye engel olmayacağına dair kararı var, ancak dairenin bu kararını Yargıtay Cumhuiryet Başsavcılığının itirazı üzerine değiştirdiğini ve hagb'ye engel olmadığını kabul ettiğine dair bir meslektaşımızın bilgilendirmesi vardı,
T.C.
YARGITAY
8. Ceza Dairesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
Y A R G I T A Y İ L A M I
Esas No : 2011/12939
Karar No : 2012/22253
Tebliğname No : 8 - 2011/220543
İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ : Sarız Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 19/01/2011
NUMARASI : 2007/16 (E) ve 2011/10 (K)
SANIKLAR : Abdullah SAĞLAM ve Mehmet SAĞLAM
SUÇ : Hakkı olmayan yere tecavüz
HÜKÜM : Sanık Abdullah Sağlam'ın hükümlülüğüne ve ertelemeye; sanık Mehmet Sağlam'ın hükümlülüğüne
TEMYİZ EDEN : Sanıklar
Gereği görüşülüp düşünüldü:
b- 5271 sayılı CMK.nun 231/6-b madde, fıkra ve bendi uyarınca, sanık hakkında kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde bulun- durularak yeniden suç işleyip işlemeyeceği hususunda oluşan kanaate göre hükmün açık- lanmasının geri bırakılmasına karar verilip verilmeyeceğinin değerlendirilmesi gerekir- ken, kesin para cezasından ibaret sabıkası gözönünde bulundurularak hükmün açıklanma- sının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
c- Sanığın adli sicil kaydında yer alan sabıkalarından birinin taksirle yaralama suçuna ilişkin olduğu, tekerrüre esas alınan Sarız Sulh Ceza Mahkemesinin 2006/4-59 esas ve karar sayılı sabıkasının ise '100 TL' adli para cezasından ibaret olduğu ve karar tarihi itibariyle CMUK.nun 305/1-son madde ve fıkraları uyarınca kesin nitelikte olup tekerrüre esas alınamayacağı gözetilmeden, 5237 sayılı TCK.nun 58. maddesi gere- ğince hükmolunan cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve ceza- sının infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verilmesi,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş oldu- ğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygu- lanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi gereğince (BOZULMASINA), 27.06.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.
SORUN 7-Hakkı Olmayan Yere Tecavüz Suçunda Hagb Verilip Verilebilir mi ?
Yargıtay Görüşü:Tecavüz Halen Devam Ediyorsa Zarar Giderillmiş Olmayacağından HAGB verilemeyeceği yönünde,
Uygulama Ağırlık Görüş:Yargıtay İle Aynı Yönde
T.C. YARGITAY
8.Ceza Dairesi
Esas: 2010/11597
Karar: 2010/13363
Karar Tarihi: 01.12.2010
HAKKI OLMAYAN YERE TECAVÜZ SUÇU - KAMUNUN BİR ZARARININ DOĞUP DOĞMADIĞI - HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASINA KARAR VERİLİP VERİLMEYECEĞİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ - HÜKMÜN BOZULDUĞU
ÖZET: Sanığın üzerine atılı hakkı olmayan yere tecavüz suçunun zarar doğurmaya elverişli bir suç olduğu gözetilerek, olay nedeniyle kamunun bir zararının doğup doğmadığı saptandıktan ve şayet doğmuş ise bu zararın giderilmesi koşulu yerine getirildikten sonra hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilip verilmeyeceğinin değerlendirilmesi gerekirken, böyle bir araştırma yapılmadan sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi isabetsizdir.
(5237 S. K. m. 52, 62, 154) (5271 S. K. m. 231)
Hakkı olmayan yere tecavüz suçundan sanık N.'nin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 154/1, 62, 52/2. maddeleri uyarınca 5 ay hapis ve 80 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl süre ile denetime tabi tutulmasına dair Gölbaşı Asliye Ceza Mahkemesi'nin 14.04.2010 tarihli ve 2009/547 esas, 2010/138 sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 11.05.2010 tarihli ve 2010/370 sayılı değişik iş kararını kapsayan dosyası ile ilgili olarak:
Tüm dosya kapsamına göre, mahkemece mahallinde yapılan keşfe bağlı düzenlenen 01.04.2010 tarihli bilirkişi raporunda, arazinin ekili olduğu ve SANIĞIN KÖY MERASINI İŞGALE DEVAM ETTİĞİNİN ANLAŞILMASI KARŞISINDA, 5271 sayılı Kanun'un 231/6. maddesi yer alan objektif unsurun gerçekleşmediği gözetilerek itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde, isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı CMK.'nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'nün 10.07.2010 gün ve 46033 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay C. Başsavcılığı'nın 22.07.2010 gün ve KYB/2010-175683 sayılı ihbarnamesi ile dairemize tevdii kılınmakla incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü:
5728 SAYILI YASA İLE DEĞİŞİK CMK.'NUN 231/5. MADDE FIKRASININ C BENDİ UYARINCA, HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASINA KARAR VERİLEBİLMESİNİN OBJEKTİF KOŞULLARINDAN BİRİSİ DE SUÇUN İŞLENMESİYLE MAĞDURUN VEYA KAMUNUN UĞRADIĞI ZARARIN AYNEN İADE, SUÇTAN ÖNCEKİ HALE GETİRME VEYA TAZMİN SURETİYLE TAMAMEN GİDERİLMESİ OLUP SANIĞIN ÜZERİNE ATILI HAKKI OLMAYAN YERE TECAVÜZ SUÇUNUN ZARAR DOĞURMAYA ELVERİŞLİ BİR SUÇ OLDUĞU GÖZETİLEREK, OLAY NEDENİYLE KAMUNUN BİR ZARARININ DOĞUP DOĞMADIĞI SAPTANDIKTAN VE ŞAYET DOĞMUŞ İSE BU ZARARIN GİDERİLMESİ KOŞULU YERİNE GETİRİLDİKTEN SONRA HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASINA KARAR VERİLİP VERİLMEYECEĞİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ GEREKİRKEN, böyle bir araştırma yapılmadan Gölbaşı Asliye Ceza Mahkemesi'nce sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi isabetsiz olup, bu karara vaki itiraz üzerine Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nce itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesi Yasaya aykırı ve Adalet Bakanlığı'nın kanun yararına bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın ihbarname içeriği bu nedenleyerinde görülmekle Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 11.05.2010 tarihli ve 2010/370 değişik iş sayılı kararının CMK.'nun 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, 01.12.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.